Kasten-yaralama-sucu

Kasten Yaralama Suçu ve Cezası


Kasten yaralama suçu 5237 sayılı Temel Ceza Kanunumuzun “Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar” başlığı altında 86, 87 ve 88. maddelerinde düzenlenmiştir. TCK 86/1 ve TCK 86/2 maddelerinde kasten yaralama suçunun basit hali diğer bir tabiri ile basit yaralama suçu düzenlenmiş; TCK 86/3 maddesinde ise kasten yaralama suçunun nitelikli ve daha ağır cezayı gerektiren halleri sıralanmıştır.

TCK 87 ve alt bentlerinde ise “neticesi sebebiyle kasten yaralama suçu” düzenlenmiştir. Uygulamada daha çok nitelikli kasten yaralama olarak da bilinmektedir. Son olarak TCK 88. Maddesinde de kasten yaralama suçunun ihmali davranışla işlenmesi halinde ön görülen cezai yaptırımlara yer verilmiştir.

Görüldüğü gibi kanun koyucu kasten yaralama suçunu; suçun işleniş biçimi ve meydana gelen yaralanmanın şiddeti gibi unsurları göz önüne alarak bir ayrım yapmıştır.  Bizde konunun daha anlaşılabilir olması açısından yaralama suçu ve cezasının bu ayrımlar dikkate alınarak incelenmesinde fayda görüyoruz.

KASTEN BASİT YARALAMA

Kasten basit yaralama suçu ve cezası TCK 86/1, 86/2 ve 86/3 maddelerinde düzenlenmiştir. TCK 86/1 maddesinde suçun temel şekli, TCK 86/2 maddesinde suçun daha ağır cezayı gerektiren halleri; ve son olarak TCK 86/3 ve alt bentlerinde ise basit yaralama suçun nitelikli halleri düzenlenmiştir.

Kasten Yaralama Suçu Cezası

Mağdurun; “vücuduna acı verecek şekilde, sağlığının veya algılama yeteneğinin bozulacak şekilde” yaralanmasına sebebiyet verilmesi durumunda basit yaralama suçu oluşmaktadır. Bu durumda fail hakkında; “1 yıl ile 3 yıl arasında hapis cezası” öngörülmüştür. (TCK 86/1) Suçun TCK 86/1 maddesi kapsamında değerlendirilebilmesi için aşağıda belirtmiş olduğumuz nitelikli hal ve daha ağır cezayı gerektiren hallerin varlığının bulunmaması gerekmektedir.

Yaralama fiili sonucu mağdurun “basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek derecede” hafif olması durumunda ise; fail “4 ay ile  yıl arasında hapis ya da adli para cezası” ile cezalandırılmaktadır. (TCK 86/2)

Kadına Karşı Kasten Yaralama Suçu Cezası

Yapılan son düzenlemeler ile yaralama suçunun kadına karşı işlenmesi suçun daha ağır cezayı gerektiren hali olarak belirlenmiştir. Ancak daha önce de belirtildiği gibi fail ile suçun mağduru arasında TCK 86/3-a maddesinde belirtilen şekillerde bir bağlantının bulunmaması gerekmektedir. Bu durumda mağdurun TCK 86/1 ve TCK 86/2 maddesinde belirtilen yaralanma derecesine göre fail hakkında verilecek olan cezanın alt sınırı 6 aydan az olamamaktadır.

Eşe Karşı Kasten Yaralama Suçu Cezası

Kanun koyucu yaralama suçunun altsoy, üst soy, kardeş veya eşe karşı işlenmesini suçun nitelikli halleri arasında saymıştır. Ayrıca TCK 86/3-a maddesinde belirtilen “eş” kavramından resmi olarak evlilik birlikteliği devam eden eş kast edilmemekte, boşanma sonrasında dahi eski eşe karşı yaralama suçunun işlenmesi halinde suçun nitelikli hali gerçekleşmiş olacaktır.

Suçun faili ile mağduru arasında TCK 86/3-a maddesi uyarınca bir ilişkinin bulunması halinde yaralanmanın derecesine göre verilecek olan cezanın yarı oranlarında arttırılacağı öngörülmüştür.

Beden veya Ruh Bakımından Kendisini Savunamayacak Olan Kişilere Karşı Kasten Yaralama

Mağdurun beden ya da ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olması durumu da suçun nitelikli hali olarak düzenlenmiştir. Görüldüğü gibi TCK 86/3-b maddesinde belirtilen engel bedensel olabileceği gibi zihinsel de olabilmektedir. Ayrıca bu engel halinin geçici veya kalıcı olup olmama durumunu suçun nitelikli halinin gerçekleşmesine engel değildir. Örneğin yaralama fiili sırasında geçici olarak bulunan bu durumlarda yaralama gerçekleşmesi halinde suçun nitelikli hali gerçekleşmiş kabul edilmektedir.

Örneğin başka bir duruma bağlı olarak olay anında travma veya şok halinde olan kişiye karşı yaralama suçunun işlenmesi durumunda fail hakkında TCK 86/3-b maddesi uyarınca hüküm kurulmaktadır.

Kasten yaralama suçun yukarıda belirtilen şekilde gerçeklemesi durumunda fail hakkında verilecek olan cezanın yine yarı oranında arttırılacağı belirtilmiştir.

Kamu Görevlisine Karşı Kasten Yaralama Suçu Cezası

Yaralama suçunun meydana geldi sırada suçun mağdurunun kamu görevlisi olması durumu da suçun nitelikli halleri arasındadır. Ancak TCK 86/3-c maddesinde belirtilen kamu görevlisi sanılanın aksine daha geniş bir kavramdır. Yasa metninde belirtilen “kamu görevlisi” sürekli olabileceği gibi geçici süre ile gerçekleştirilen kamu görevi de olabilmektedir.

Örneğin mahkemeler nezdinde yapılan “tanıklık” bir çeşit kamu görevi kabul görmektedir. Herhangi bir duruma bağlı olarak tanıklık görevini yerine getiren mağdura yönelik gerçekleştirilen kasten yaralama fiili nedeniyle fail TCK 86/3-c maddesi uyarınca cezalandırılmaktadır. Buradaki en önemli ayrım mağdurun yerine getirmiş olduğu kamu görevine bağlı olarak yaralama fiiline maruz kalmış olmasıdır. Mağdurun yaralama suçunun işlendiği sırada kamu görevini yerine getiriyor olması gibi bir zorunluluk bulunmamaktadır. Suçun mağdurun yerine getirmiş olduğu kamu görevi nedeniyle işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında arttırılmaktadır.

Kamu Görevlisinin Kasten Yaralama Suçu

TCK 86/3-d maddesinde ise suçun bir başka nitelikli hali düzenlenmiştir. Bu durumda ise kamu görevlisinin yerine getirmiş olduğu kamu görevi nedeniyle yaralama olayının gerçekleşmesidir. Suçun TCK 86/3-d maddesi kapsamında değerlendirilmesi için söz konusu kamu görevlisinin “zor kullanmaya yetkisine sahip olmayan” kamu görevlisi olması gerekmektedir. Bu durumda yine meydana gelecek yaralama suçundan dolayı fail hakkında verilen cezanın yarı oranında arttırılarak karar verilebilmektedir.

Silahla Kasten Yaralama Suçu Cezası

Ceza hukuku açısından “silah” kavramı oldukça geniştir. Sadece tabanca, silah, bıçak gibi aletler kast edilmemektedir. TCK 6/f maddesinde silah ve silahtan sayılır aletlerin tanımı yapılmıştır. Bu aletler ateşli silah, bıçak, sopa gibi olabileceği gibi terlik, kumanda veya kalem gibi araçlarda silahtan sayılır aletlerdendir. Buradaki en önemli husus yaralamaya el verişli olmasıdır. Söz konusu aracın bu amaçla yapılıp yapılmadığının bir anlamı bulunmamaktadır.

Örneğin yazı yazma aracı olarak kullandığımız kalem niteliği itibariyle yaralamaya imkan verebilecek niteliktedir. Bu durumda kasten yaralama fiilinde kalem dahi kullanılmış olsa failin fiilinin daha ağır cezayı gerektiren halleri kapsamında değerlendirilmesi mümkündür. Yine suçun silahla yaralama şeklinde gerçekleşmesi halinde fail hakkındaki ceza yarı oranında arttırılmaktadır.

Bıçak İle Kasten Yaralama Suçu Cezası

Bıçak ile yaralama TCK 86/3-e maddesinde belirtilen “silahla yaralama” eyleminde değerlendirilmektedir. Yasada ayrıca bıçak ile yaralama suçu düzenlenmemiştir. Türk Ceza Kanunun kapsamında yapılan silah tanımından yola çıkarak TCK 6/1-f maddesinin 3 bendi ile bıçağın silahtan sayılacağı açıklığa kavuşturulmuştur. Bu nedenle bıçakla yaralama suçu için silahla yaralama suçu için öngörülen cezai yaptırımlar uygulanmaktadır. 

Canavarsa Hisle Kasten Yaralama Suçu Cezası

Kasten öldürme suçunda olduğu gibi kasten yaralama suçunun işlenmesinde de “canavarsa his” ağırlaştırıcı ve suçun nitelikli hali olarak kabul edilmektedir. Suçun ağırlaştırıcı nedenini canavarca his oluşturması için öncelikle bu kavramın kısa bir tanımının yapılmasında fayda vardır.

Kısmen göreceli bir kavram olarak görülse de canavarca his; İnsani hislerle bağdaşmayan her türlü hareket olarak nitelendirilebilmektedir. Kasten yaralama suçunda ise, yerel mahkemelerce ve yüksek yargı organlarınca genellikle, yaralama eyleminden zevk alma, kendisini tatmin etmek ya da mağdurun yaralanmasına bağlı olarak daha fazla acı çekmesini gerektiren hareketler canavarsa his olarak kabul edilebilmektedir.

Failin bu şekilde hareket ederek yaralama suçunu işlemesi halinde fail hakkında verilecek olan cezanın 1 kat oranında arttırılacağı ön görülmüştür. (TCK 86/3-f)

Kasten-yaralama-sucu
Ankara Ceza Avukatı – Vista Hukuk Bürosu
0312 911 69 59

NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞMIŞ KASTEN YARALAMA SUÇU VE CEZASI

TCK 87 maddesinde düzenlenen neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama suçu; yaralanmanın mağdurda bırakmış olduğu etki göz önüne alınarak TCK 86 maddesine kıyasen daha ağır cezai yaptırımları olan bir suçtur. Mağdurun yaralanması sonucu aşağıda belirtilen durumların gerçekleşmesi halinde ağırlaşmış kasten yaralama suçu oluşmuş olacaktır.

Mağdurun Duyu veya Organlarından Herhangi Birisinin İşlevinin Sürekli Zayıflayacak Şekilde Kasten Yaralama (TCK 87/1-a)

Kişinin duyu ya da organlarının zayıflaması yerine getirmesi gereken fonksiyonlarının azalması veya bu fonksiyonları yerine getirmede güçlük geçmesi şeklinde gerçekleşmektedir. Bu duyu ve organlar, görme, duyma, dokunma veya tat alma duyuları olabilir. Örneğin insan dişi duyu organı olmasa da insan organı olarak kabul edilmektedir. Yaralama suçundan dolayı kişinin dişinin kırılarak işlevinin zayıflaması failin TCK 87/1-a maddesi uyarınca yargılanmasına imkan vermektedir.

Mağdurun duyu veya organlarındaki zayıflamanın mevcut olup olmadığı konusunda Adli Tıp Kurumunca yapılacak muayene ve tetkikler sonucu karar verilerek bu doğrultuda rapor düzenlenmektedir.

Yaralanmanın duyu ya da organlardan herhangi birisin sürekli zayıflamasına sebebiyet verecek şekilde gerçekleşmesi halinde fail hakkında TCK 86/1 maddesinde belirtilen cezanın (1 yıl ile 3 yıl arası hapis cezası) iki kat arttırılacağı hüküm altına alınmıştır. Ayrıca her durumda fail hakkında verilecek olan hapis cezasının miktarı 3 yıldan az olamamaktadır.

Konuşmasında Sürekli Zorluğa Neden Olacak Şekilde Kasten Yaralama (TCK 87/1-b)

Mağdurun konuşmasında zorluğa neden olacak şekilde yaralanması durumu da yine ağırlaşmış yaralama olarak kabul edilmektedir. Ancak bu konuşma güçlüğünün süreklilik göstermesi gerekmektedir. Geçici bir güçlük bulunması halinde ağırlaşmış yaralamadan söz etmek mümkün değildir.

Örneğin çene kemiğinde meydana gelen bir kırılmaya bağlı olarak konuşamama veya konuşmada güçlük çekme durumunda, kemik kırığının iyileşmesi sonrasında mağdurun tekrar konuşma yetinin eski haline dönmesi sonucunu doğuracağından fail ileride detaylandırılacak olan TCK 87/3 maddesi uyarınca yine ağırlaşmış yaralama suçundan yargılanması yapılacaktır.

Kasten yaralama suçunun mağdurunun daha önceki konuşma yeteneği veya normal kişilerin konuşma hali karşılaştırılarak konuşma yetisinde bir bozukluk olup olmadığı yönünde bir karar verilebilmektedir. Bu durum telaffuz bozukluğu, akıcı konuşamama veya kekemelik şeklinde kendisini gösterebilmektedir. Bu durumda fail hakkında verilecek olan hürriyeti bağlayıcı ceza  kat arttırılmaktadır.

Yüzde Sabit İze Neden Olacak Şekilde Kasten Yaralama (TCK 87/1-c)

Kasten yaralama suçlarında en sık karşılaşılan durum yüzde sabit ize neden olma durumudur. TCK 87/1-c maddesinde düzenlenmiş olan “yüzde sabit iz” ile kasıt “çehredir.” Çehre;  kulaklar ile boyun dahil olmak üzere kişinin ön kısmını ifade etmektedir. TCK 87/2-d maddesinde düzenlemiş olan “yüzün sürekli değişmesi” durumundan farklıdır. Yüzde sabit iz yüz bütünlüğünün bozulmayacak ve sadece iz şeklinde gerçekleşen yaralanmalardır.

Bunun dışında yaralanmaya bağlı olarak kişinin kaşlarının veya bıyıklarının tekrar çıkmayacak şekilde dökülmesi gibi durumlar “yüzde sabit iz” olarak kabul edilmektedir. Yine adli tabiplerce 1 – 2 metre gibi konuşma mesafesinden sabit izin varlığı fark edilebilir şekilde olup olmadığı dikkate alınmaktadır. Yüzde sabit iz konusunda genellikle kasten yaralama fiilinin gerçekleştiği günden itibaren en az 6 ay sonra yapılan ikinci muayeneden sonra bu yönde bir karar verilmektedir. Meydana gelen yaralanma sonucu yüzde sabit meydana gelmesi halinde fail hakkında verilecek olan cezanın 1 kat oranında arttırılacağı belirtilmiştir. Ayrıca fail hakkında verilen hürriyeti bağlayıcı ceza yüzde sabit iz durumunda 5 yıldan az olamamaktadır.

Geçici olarak yüzde yara şeklinde iyileşmesi mümkün olan durumlar TCK 87/1-c maddesinde belirtilen duruma örnek teşkil etmemektedir.

Hayati Tehlike Geçirecek Şekilde Kasten Yaralama (TCK 87/1-d)

Hayatı tehlike; kişinin ölüm halinin gerçekleşmesinin ihtimal dahilinde olduğu durumdur. Tıbbı müdahale gerektiren durumlar sırasında mağdurun sinir sistemi, dolaşım sistemi veya nefes alma gibi hayati işlevlerinin kısa süreli de olsa yerine getirememesi hayati tehlikenin varlığına işarettir.

TCK 87/1-d maddesinin uygulanabilmesi için failin hangi amaçla hareket ettiğinin tespit edilmesi önemlidir. Failin yaralama maksadı ile hareket etmesi gerekmektedir. Öldürme amacı ile hareket etmesine rağmen mağdurun hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanması ve ölüm olayının gerçekleşmemesi halinde “öldürmeye teşebbüs” suçu ile yargılanacaktır. Hayati tehlike geçirecek şekilde yaralama halinde yine fail hakkında verilecek olan ceza 1 kat arttırılmaktadır.

Gebe Kadının Çocuğunun Vaktinden Önce Doğmasına Neden Olacak Şekilde Kasten Yaralama (TCK 87/1-e)

Öncelikle belirtmek gerekir ki; failin TCK 87/1-e maddesi uyarınca yargılanması için çocuğun canlı olarak doğması gerekmektedir. Ayrıca yaralanma olayı ile erken doğum olayı arasında illiyet bağının kurulması gerekmektedir. Yine kasten yaralama suçunun failinin, mağdurun gebe olduğunu bilmesine rağmen gerçekleştirmesi gerekmektedir. Buna rağmen fail kasten yaralama olayını gerçekleştirmiş olması halinde hakkında verilecek olan hapis cezası bir kat artırılmaktadır.


NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞMIŞ YARALAMA KASTEN SUÇUNUN DAHA AĞIR CEZAYI GEREKTİREN HALLERİ

Kasten basit yaralama suçunda olduğu gibi neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama suçundan da yaralanmanın derecesine göre fail hakkında öngörülen hapis cezasının daha ağır cezayı gerektiren halleri düzenlenmiştir. TCK 87/2 ve alt bentlerinde düzenlenen daha ağır cezayı gerektiren halleri aşağıdaki gibidir.

Kasten Yaralama Sonucu Mağdurun Bitkisel Hayata Girmesi veya İyileşmesi Mümkün Olmayan Bir Hastalığa Neden Olma (TCK 87/2-a)

Mağdurun fiziksel ya da akli fonksiyonlarını yerine getiremeyecek derecede meydana gelen işlev bozuklukları “iyileşmesi mümkün olmayan hastalık” olarak kabul edilmektedir. TCK 87/2-a maddesi kapsamında değerlendirilen bir başka durum ise kasten yaralama sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesidir. Ancak bu durumda bitkisel hayata girme ve beyin ölümünün farklı kavramlar olduğunu hatırlatmakta fayda vardır.

Bitkisel hayata girme durumunda kişinin tekrar iyileşmesi mümkün iken, beyin ölümünde bu durum mümkün değildir. Kasten yaralama olayından dolayı bitkisel hayata girmesi veya iyileşmesi mümkün olmayan bir hastalığa yakalanması durumunda fail hakkında verilen ceza iki kat oranında arttırılmaktadır. Ancak TCK 87/2-a maddesi uyarınca hüküm kurulması halinde fail hakkında verilen cezanın beş yıldan az olamayacağı belirtilmiştir.

Duyu veya Organlardan Herhangi Birisinin İşlevini Yitirecek Derecede Kasten Yaralama (TCK 87/2-b)

TCK 87/1-a maddesinden farklı olarak TCK 87/2-b maddesinde mağdurun duyu veya organlarının herhangi birisinin işlevini tamamen yitirmesi durumu söz konusudur. Organ ve duyuların işlevinin zayıflaması ile farklı durumlardır. Tıbbi açıdan insan duyu veya organın %50’nin üzerinde bir işlev kaybı olması durumunda işlevinin tamamen yitirildiği kabul edilmektedir.

Söz konusu işlev kaybının ikame edilebilecek bir tıbbi cihaz ile ortadan kaldırılması mümkün olsa dahi bu durum failin TCK 87/2-b maddesi uyarınca kasten yaralama suçundan cezalandırılmasına engel teşkil etmemektedir. Örneğin mağdurun %50’nin üzerinde bir duyma yetisini kaybetmesine rağmen bu eksikliğin işitme cihazı ile giderilmesinin mümkün olması durumunda suçun daha ağır cezayı gerektiren durumlarının uygulanması için engel değildir.

Failin eyleminin TCK 87/2-b maddesi kapsamında kalması halinde ise hakkında verilecek olan hapis cezası yine iki kat oranında arttırılmaktadır.

Mağdurun Konuşma ya da Çocuk Yapma Yeteneğinin Kaybolmasına Neden Olacak Şekilde Kasten Yaralama (TCK 87/2-c)

Mağdurun konuşma yetisini tamamen kaybetmesi hali neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralamanın daha ağır cezayı gerektiren hallerindendir. Bu kayıp nörolojik etkilerle olabileceği gibi ses tellerinde meydana gelen hasar veya başkaca bir fiziksel hasara bağlı olarak gerçekleşmesi mümkündür. Mağdurun ses çıkartabilmesine karşın anlamsız sesler olması veya konuşmasının anlaşılamaması dahi konuşma yeteneğinin tamamen kaybolması durumuna bir örnektir.

TCK 87/2-c bendinde ayrıca kişinin çocuk yapma yeteneğinin kaybolması durumu düzenlenmiştir. Kasten yaralama eyleminden önce çocuk yapma yeteneği bulunmasına rağmen yaralanmaya bağlı olarak bu yeteneğinin tamamen kaybolması failin TCK 87/2-c maddeleri gereğince yargılanmasına olanak sağlamaktadır. Bu durumda ise fail hakkında verilen hapis cezası 2 kat artırılmakta yine bu hürriyeti bağlayıcı ceza 8 yıldan aşağı olamamaktadır.

Yüzde Sürekli Değişikliğe Neden Olacak Şekilde Kasten Yaralama (TCK 87/2-d)

Daha önce de yüzde sabit iz ile yüzün sürekli değişikliğinin farklı durumlar olduğunu söylemiştik. TCK 87/2-d maddesinde düzenlenmiş olan yüzün sürekli değişmesi durumu, yüzde sabit iz durumundan mağdur açısından daha ağır bir durumdur. Yüzün sürekli değişikliği; Kasten yaralama suçundan önce mağduru tanıyan kişilerin kasten yaralama suçundan sonra tanımakta güçlük çekeceği derecede olmasını ifade etmektedir. Veya yüz bütünlüğünün büyük ölçüde bozulması gibi durumlar yüzde sürekli değişikliği ifade etmektedir.

Yüzün sürekli değişikliğe uğrayıp uğramadığı konusunda yine Adli Tabiplerde belirli aralıklarla (6 – 18 ay) yapılan kontroller sonucunda karar verilmektedir. Bu durumda da fail hakkında verilecek olan hapis cezası TCK 87/2-d maddesi gereğince 2 kat oranında arttırılmaktadır.

Gebe Kadının Çocuğunun Düşmesine Neden Olacak Derecede Kasten Yaralama (TCK 87/2-e)

Çocuğun düşmesi tıbbi açıdan çocuğun ölü olarak doğması anlamına gelmektedir. Bunun dışında kasten yaralamaya bağlı olarak ceninin anne rahminde ölmesi de çocuğun düşmesi sonucunu doğurmaktadır. Her iki durumda da fail TCK 87/2-e maddesi uyarınca yargılanarak ceza alabilmektedir.

İleride kasten yaralama suçunun unsurları başlığında daha detaylı değinileceği üzere meydana gelen düşük ile yaralama olayı arasında illiyet bağının kurulması gerekmektedir. Çocuğun düşmesine neden olacak ölçüde ağırlaşmış kasten yaralama suçunda da fail hakkındaki ceza 2 kat oranında arttırılarak hüküm kurulmaktadır.

Kemik Kırığına Neden Olacak Ölçüde Kasten Yaralama

Kasten yaralama sonrasında meydana gelebilecek yaralanmaların başında kemik kırılması gelmektedir. Ayrıca kemik çıkığı da TCK 87/3 maddesi kapsamında değerlendirilmektedir. Vücutta meydana gelen kemik kırığının hayati fonksiyonlara etkisi dikkate alınarak fail hakkında verilecek olan hapis cezası yarı oranında arttırılmaktadır.

Kasten Yaralama Sonucu Ölümün Gerçekleşmesi (TCK 87/4)

Kasten yaralama suçundan en ağır sonuçları olan durum ölümün gerçekleşmesidir. Ancak bu konuda en önemli husus failin ne şekilde hareket ettiğidir. Ölüm olayının gerçekleşmesine rağmen failin öldürme kastı ile hareket etmemesi tamamen yaralanmaya yönelik hareketlerde bulunmasına rağmen ölümün gerçekleşmesi gerekmektedir.

Diğer bir önemli husus ile yaralanma olayı ile maktulün ölüm olayı arasında illiyet bağının bulunması zorunludur. Ölümün gerçekleşmesi ile sonuçlanan kasten yaralama durumlarında failin sekiz yıldan on sekiz yıla kadar cezalandırılması mümkündür.


KASTEN YARALANMANIN İHMALİ DAVRANIŞLA GERÇEKLEŞMESİ

İhmal veya taksir birçok suçta daha hafif cezayı gerektiren haller olarak değerlendirilmektedir. Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi durumu da buna örnek teşkil etmektedir. TCK 88 maddesinde düzenlenen kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi halinde fail hakkında yaralanmanın derecesine göre verilecek olan hürriyeti bağlayıcı ceza üçte ikisine kadar indirilebilmektedir.

KASTEN YARALAMA SUÇU UNSURLARI

Kasten Yaralama suçunun en belirgin özelliği isminden de anlaşılacağı üzere “kast”dır. Ceza hukuku açısından kast; failin gerçekleştirmiş olduğu eylemin sonucunu bilerek hareket etmesidir. Diğer suçlarda olduğu gibi kasten yaralama suçunun diğer bir önemli unsuru ise “hukuka aykırılıktır.” Örneğin kasten veya basit yaralama suçlarında meşru müdafaanın varlığı söz konusu olması halinde hukuka aykırılıktan söz etmek mümkün değildir.

Özellikle TCK 87 ve devamı maddelerinde düzenlenen ağırlaşmış yaralama suçunda unsurların oluşması oldukça önemlidir. Soruşturma aşamasından kovuşturma aşaması tamamlana kadar bu konuda hukuki destek almak suçun faili ve mağduru açısından önem arz etmektedir.

Kasten Yaralama Suçunda Şikayet

Kasten Yaralama suçunun TCK 86/2 maddesi kapsamında yani basit yaralama şeklinde gerçekleşmesi durumunda şikayete tabi suçlar arasındadır. Ancak TCK 86/3 ve alt bentlerinde belirtilen durumlarda suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi olmayıp re’sen yürütülen suçlar arasında yer almaktadır. Suçun şikayete tabi olması durumlarında ise şikayet süresi 6 aydır. TCK 86/3 ve TCK 87/1,2,3,4 maddeleri şikayete tabi olmaması nedeniyle altı aylık şikayet süresi bulunmamaktadır. Bu durumda dava zamanaşımı veya ceza zamanaşımı süreleri geçerli olmaktadır.

Kasten Yaralama Suçu ve Uzlaşma

Yukarıda belirtmiş olduğumuz durumlarda yaralama suçunun şikayete bağlı durumlarda olması halinde uzlaşma kapsamındır. Diğer durumlarda suçun soruşturulması şikayete bağlı olmaması nedeniyle uzlaşma kapsamında da değildir. (Basit Yaralama (TCK 86/3) ve Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama (TCK 87)

Kasten Yaralama Suçunda İndirim Nedenleri

Kasten yaralama suçlarında ceza indirim nedenleri genellikle “meşru müdafaa” ve “haksız tahrik” durumlarında ortaya çıkmaktadır. Her iki durum ceza hukuku açısından farklı kavramlar olması nedeniyle ayrı başlıklar altında incelenmesinde fayda vardır.

Kasten Yaralama Suçunda Haksız Tahrik

Birçok ülke ceza kanunlarında olduğu gibi ülkemizde de haksız tahrik ceza indirim nedeni olarak yer almaktadır. TCK 29 maddesinde düzenlenen haksız tahrik; Kendisine yapılan haksız bir fiilin getirmiş olduğu hiddet ve şiddetin etkisi halinde suç işleme durumlarında söz konusu olmaktadır. Tanımdan da anlaşılacağı gibi gerek basit yaralama suçu gerekse neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçlarında haksız tahrik hükümlerinin uygulanması mümkündür.

Bu şekilde yaralama fiilinin haksız tahrik altında incelenmesi durumunda fail hakkında verilecek olan cezanın tahrikin derecesine göre; 1/4 ve 4/3 oranında cezanın indirilmesine imkan bulunmaktadır.

Kasten Yaralama Suçunda Meşru Müdafaa

Bazı durumlarda ise kasten yaralama suçunun meşru müdafaa altında işlenmesi söz konusu olabilmektedir. TCK 25 maddesinde düzenlenmiş “meşru savunma ve zorunluluk hali” durumunda yaralama suçunun işlenmesi durumunda fail hakkında atılı suçlamadan dolayı ceza verilmemesi yoluna gidilmesi olasıdır. Ancak meşru müdafaa durumunun esaslı deliller ile kanıtlanması gerekmektedir.


KASTEN YARALAMA SUÇUNDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

TCK 87/4 maddesi (neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama) hariç olmak üzere kasten yaralama suçlarında yargılama görevli Asliye Ceza Mahkemelerindedir. Yetkili mahkeme ise yaralama olayının gerçekleşmiş olduğu yer mahkemesidir.

Kasten Yaralama Suçunda Cezanın Ertelenmesi

Kasten yaralama cezasının ertelenmesi mümkün suçlardan olabilmektedir. Hapis cezasının ertelenmesi başlıklı TCK 51 maddesi incelendiğinde hapis cezasının ertelenmesi için dolayısıyla yaralama suçu cezasının ertelenmesi için bir takım şartların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu şartlar TCK 51 göz önüne alınarak özetle;

  • Yapılan yargılama sonucu yaralama suçunu işleyen fail için hapis cezasının 2 yıl ve daha az bir hürriyeti bağlayıcı ceza olması,
  • Sanık hakkında daha önce verilmiş hürriyeti bağlayıcı bir cezanın bulunmaması
  • Sanığın ileride bir daha suç işlemeyeceği konusunda mahkeme hâkimi tarafından kanaat getirilmesi şartlarının gerçekleşmesi gerekmektedir.

Kasten yaralama suçunda cezasının ertelenmesi kararı verilen sanığın yasada belirtilen denetim süreleri içerisinde tekrar suç işlemesi veya denetim süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getirmemesi halinde daha ertelenmiş olan cezanın infazına başlanılacaktır.

Kasten Yaralama Suçunda HAGB

Kasten yaralama suçu hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının uygulanabildiği suçlardandır. TCK 86/1, TCK 86/2, TCK 87 ve TCK 88 maddelerinde belirtilen cezanın üst sınırları dikkate alındığında; sanık hakkında verilecek olan hapis cezasının iki yıldan az olması ve sanık hakkında daha önceden herhangi bir kasıtlı suçtan dolayı kesinleşmiş bir hapis cezasının bulunmaması halinde yaralama suçu için hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmektedir.

Sık Sorulan Sorular

Basit yaralama suçu TCK 86/1 ve TCK 86/2 maddeleri şikayete bağlıdır. Ancak TCK 86/3 ve TCK 87 maddeleri şikayete bağlı suçlar arasında yer almamaktadır.

TCK 86/3-a maddesinde düzenlenmiş olan “eşe karşı kasten yaralama” suçu şikayete bağlı suçlardan olmadığı gibi uzlaşma kapsamında da değildir. Fail hakkında resen soruşturma yapılmaktadır.

Basit yaralama suçunun düzenlenmiş olduğu TCK 86/2 maddesine göre 4 ay ile 1 yıl arasında hapis cezası öngörülmüştür.

Çoğunlukla tutuklama tedbirleri uygulanmamaktadır. Ancak özellikle TCK 86/3 maddeleri ve TCK 87 maddelerinde belirtilen şekilde yaralama suçu işlenmesi halinde tutuklama tedbiri uygulanması mümkündür.

Kasten yaralama suçunun nitelikli hali daha çok TCK 86/3 maddesinde belirtilen haller olarak değerlendirilmektedir. Bunun dışında TCK 87 maddesinde düzenlenmiş neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçları kasten yaralama suçlarının nitelikli halleri olarak değerlendirilebilmektedir.

Similar Posts

One Comment

  1. Merhaba Kasten yaralama suçundan dolayı yüzde sabit iz kaldı, şikayetçi olduğum şahıs bundan dolayı yargılanarak ceza aldı. Adli Tıp Kurumu sabit iz olduğu yönünde rapor verdi buna istinaden tazminat davası açmam mümkün müdür acaba

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir